29 Temmuz 2025 Salı

YÛNUS PEYGAMBER GİBİ TEVBE ETMEK

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla başlarım. Bu yazıda ayetler ışığında Yûnus Peygamber'in tevbesini ele alacağız. Tevbe etmek demek yapılan yanlışlardan dönmek demektir. Kur'ân birçok âyetinde tevbe etmeyi emretmiş ve Allah'ın tevvâb olduğunu yani tevbeleri çokça kabul ettiğini beyan etmiştir. Bakara 222.âyette de şöyle buyrulur: ''Muhakkak ki Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.'' Kur'ân, Tevbe 104.âyette de şu müjdeyi verir: ''Onlar, Allah'ın kullarından tevbeyi kabul ettiğini, sadakaları aldığını ve Allah'ın tevbeleri çokça kabul eden (tevvâb), kullarına sonsuz merhamet eden (rahîm) olduğunu bilmediler mi?'' Daha onlarca âyette Allah'ın tevbeleri kabul ettiğinden bahsedilir. Kur'ân'ın emrettiği tevbe bir daha günahlara dönmemek üzere o günahları terk etmektir. İnsan hatalar yapabilir. Hatta büyük hataların, yanlışların içine düşebilir. Ama bilmesi gerekir ki sübhân olan yani her türlü kusurdan uzak olan sadece Allah'tır. Hatasız kul olmaz. Hatalar yapan kula düşen ise samimi bir şekilde tevbe edip, Allah'tan af dilemektir. Nitekim Âl-i İmrân 135.âyette şöyle buyrulur: ''Onlar bile bile yaptıkları yanlışta ısrar etmezler.'' Buraya âyetin son bölümünü aldık. Bu âyette ve bir öncesinde yani 134.âyette müttaki kulların özelliklerinden bahsedilmektedir. İşte müttaki kullar yaptıkları yanlış şeylerde ısrar etmez, tevbe ederler ve Rablerinden af dilerler. Şurası bir hakikat ki Allah'ın göndermiş olduğu elçiler biz müminler için örnektirler. Bu nedenle Kur'ân'da birçok âyette peygamber kıssaları aktarılır.1 Bizler ise bu kıssaları tedebbür ederek okumalı ve gerekli dersleri çıkarmalıyız. İşte Kur'ân'da kıssası anlatılan peygamberlerden biri de Yûnus Peygamber'dir. Yûnus Peygamber, Ninova halkına gönderilmiştir. Ninova şehri bugün Irak'ta kalıntıları olan, dönemin en büyük şehirlerinden biridir. Yûnus Peygamber onlara Allah'ın âyertlerini tebliğ etmiş ve âyetlere iman etmeye çağırmıştır. Ancak kavmi iman etmemiştir. Buna çok üzülen ve sinirlenen Yûnus (a.s.) kavmini terk etmiştir. Enbiy 87.âyette şöyle buyrulur: ''Zennûn'u da (Yûnus'u) an! Hani o bir zamanlar sinirli bir şekilde ve kendisine güç yetiremeyeceğimizi zannederek kavmini terk etmişti. Karanlıklar içinde ''Senden başka ilah yoktur. Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin. Ben zalimlerden oldum.'' diye buyurmuştu. Yûnus Peygamber'in yapmış olduğu tesbihin Arapçası ise şudur: '' َ
 لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنّٖي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمٖينَۚ '' 
Gerçekten muhteşem bir tesbih! Bu tesbih üzerine o kadar çok düşünmemiz gerekir ki. İlk önce Allah'ın birliğine yani tevhide vurgu var. Sonra ise Allah'ın her türlü noksanlıktan münezzeh oluşu vurgulanıyor. En son ise yapılan hata itiraf ediliyor. Yûnus Peygamber yaptığı yanlışı: ''Ben zalimlerden oldum.'' diyerek itiraf etmiştir. Hatayı başkasında bulmamıştır. Kavmini ileri sürerek kendisine onları mazeret etmemiştir. Gerçekten kıssalarda ne güzel mesajlar var! Müslümanlar olarak bize düşen de tıpkı böyle davranmaktır. Nerede hata yaptığımızı tespit etmeli, kusurlarımızı ele almalı ve tevbemizi o şekilde yapmalıyız. Enbiyâ 88.âyette de şöyle buyrulur: ''Biz de ona icabet ettik. Onu kederden kurtardık. İşte müminleri böyle kurtarırız!'' Yani bu kurtuluş sadece Yûnus'u değil sizleri de kapsar mesajı veriliyor. Çünkü âyet müminlerin böyle kurtulacağından bahsediyor. Mümin kişi yeterki samimi ve doğru bir şekilde tevbe etsin. Yûnus Peygamber'in kıssası sadece burada anlatılmıyor. Sâffât 139-148.âyetler de Yûnus'un kıssasını içerir. 140.âyette şöyle buyrulur: ''O dolu bir gemiye kaçmıştı.''  Âyetin Arapçasında geçen kelime '' اَبَقَ '' kelimesidir. Bu kelimenin mastarı olan ''İbâk'' kelimesi hakkında Elmalılı şu bilgiyi verir: ''Bir kölenin efendisinden kaçmasıdır.''Yani Yûnus Peygamber kavminden bir köle gibi kaçmıştır. Devamı olan âyetlerden de öğreniyoruz ki kura çekilmiş, Yûnus gemiden atılmış, kendisini büyük bir balık yutmuş, ve pişmanlık duymuştu. Eğer tesbih edenlerden olmasaydı insanların tekrardan diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalacaktı. Ama tesbihedenlerden olmuş ve Daha sonra Allah onu karaya çıkarmış, üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirmişti. 148.âyetten de öğreniyoruz ki kavmi ona iman etmiştir. Yüce Allah, aynı bilgiyi Yûnus Sûresi'nin 98.âyetinde de vermektedir. Burada değinmek istediğimiz bir husus daha var. Hz.Muhammed, Mekke'de tebliğ vazifesini yapıyordu. Malumdur ki kendisine iman edenlerin sayısı çok azdı. Müşriklerin baskılarına, hakaretlerine maruz kalıyordu. Bir açıdan YûnusPeygamber'in yaşadığının bir benzerini yaşıyordu. İşte böyle bir ortamda Kalem Sûresi'nin 48.âyetinde Muhammed Peygamber'e (s.a.v.) hitaben şöyle buyruldu: ''Rabbinin hükmüne sabret! Sakın balık sahibi (Yûnus) gibi olma! O üzgün olarak Allah'a yalvarmıştı.'' Bu âyet belirttiğimiz gibi Hz. Muhammed'i açık bir şekilde uyarıyordu. Uyarılan şahıs peygamber, örnek olarak verilen şahısta bir peygamberdi. Gerçekten bu âyetlerde düşünenler için ne ibretler, ne mesajlar vardır! Muhammed Peygamber'e, sen de Yûnus gibi sakın görevden kaçma uyarısı verilmişti. Hz. Peygamber'de bu emre uymuş ve hiçbir zaman görev yerini terk etmemiştir. Allah hicret için izin verene kadar Mekke'de kalmış ve her sıkıntıya karşı mücadele etmiştir. İnsanlar hata yapabilir, büyük günahlar işleyebilirler. Ama bilmeleri gereken husus şudur ki daima kullarına yakın olan, onların tevbelerini kabul eden, rahmân ve rahîm isimleriyle kendisini vasıflandırmış bir Rableri var. Yapılan tevbe tıpkı Yûnus'un tevbesi gibi olmalıdır. Müslüman yaptığı hatadan samimi bir şekilde tevbe etmeli ve aynı hatayı tekrarlamamalıdır.  
DİPNOTLAR 
1-Kur'ân kıssaları konusunda çekmiş olduğumuz videoyu linki tıklayarak izleyebilirsiniz. : https://www.youtube.com/watch?v=scPC1Xi58gQ&t=170s. 
2-Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili , (İstanbul, Azim Dağıtım, 2020) 6/500. 

ALLÂME TABÂTABÂÎ'NİN VEFATININ 44. YILI

El-Mîzân tefsirinin yazarı olan büyük müfessir ve filozof Allâme Tabâtabâî 15 Kasım 1981'de vefat etti. Kendisini vefatının 44. yılında ...